28 Mayıs 2009 Perşembe

GERÇEKTEN DE NASI YANİ? OLDUM :)


Meral Okay ve Beyaz'ın CNNTURK 'te sundukları NASI YANİ? adlı program en sevdiğim programlar arasındadır.Dün gündüz tekrarı yayınlanan programda sonlarına doğru yakaladım.Ve çok ilginç şeyler öğrendim.Konuklarından birisi amatör bir parfümcü olan VEDAT OZAN.Vedat Bey kendi ofisinin bir köşesini bu işe ayırmış ve orada parfüm yapıyormuş.Ayrıca salı günleri saat 10.30 da AÇIK RADYO'da KOKU adlı bir programda sunuyormuş.Vedat Bey bu işi internetten araştırarak,okuyarak öğrendiğini ve geliştirdiğini anlattı.
En ilgincide parfüm yapımında kullanılan malzemelerin nerelerden elde edildiği bölümdü.
Mesela dünya üzerindeki parfümlerin birçoğunda ham madde olarak CİVET KEDİSİ(MİSK KEDİSİ)'nin ilişkiye girmek istediği zaman anüsünden salgıladığı sıvı kullanılıyormuş.Bu kedinin bir özelliği daha varmış dünyanın en pahalı kahvesini çiğneyip dışkı olarak üretebiliyormuş.
Parfüm yaparken kullanılan diğer bir madde de amber.Amberin TÜRKİYE'de kehribarla karıştırıldığını aslında ikisinin farklı şeyler olduğunu belirtti.Amber ise bir balinanın kusmuğundan elde ediliyormuşBalina kustuğu zaman bu kusmuk denizin üstüne doğru çıkıp,dalgaların yardımıyla kıyıya vurduğu zaman oradan toplanırmış.Ve sertleşmiş bir halde bulunurmuş.
Gelelim MİSK'e.Misk ise özel bir geyik cinsinin midesi ile c.organı arasındaki beze imiş.Gerçek misk çok pahalı imiş bunun elde edilebilmesi için geyiğin öldürülmesi gerekiyormuş.Bu yüzden miskin sentetik olanı kullanılıyormuş.Sentetiğini ise bir patlayıcı uzmanının bulduğunu öğrendim.Adamın adı MİSK BAUR olduğu için kokusuda gerçek miske benzediği için misk baur adı verilimiş.
İşte böyle bir kokudan bu kadar ilginç şeyler çıkabileceğini hiç tahmin etmemiştim.Gerçekten de NASI YANİ ? oldum.Bunları öğrenince bakalım daha nasıl parfüm sıkabileceğim :)

27 Mayıs 2009 Çarşamba

SUDAKİ AYAK İZLERİMİZİN AZALMASI DİLEĞİ İLE


Hiç farkında olmadan yüzü devirmişim sonradan gördüm bir önceki yazımın 100. yazım olduğunu ,neyse dalyayı sevgili arkadaşlarımın harika eserleriyle yapmışım farkında olmadan iyi de oldu :)

"SUDAKİ AYAK İZİM "reklamlarda görünce bir bakayım dedim içeriğini tahmin etmiştim .Doğal Hayatı Koruma Vakfı ve Unilever'in suyun doğru kullanımına yönelik farkındalık yaratmak üzere başlattıkları bir projeymiş.Elimden geldiğince böyle şeylere dikkat etmeye ve evdekilerede dikkat ettirmeye gayret ediyorum.Çocuklarıma anlatıyorum şimdiden beyinlerine işleyim anlasınlar gerçekte nelerin değerli olduğunu.Ağaç yaşken eğilirmiş.

Sizlerde sudaki ayak izinizi öğrenip bu izi nasıl daha aza indirgerimin ipuçlarını öğrenebilirsiniz.Ayrıca çeşitli ülkelerin ve çeşitli ürünlerinde sudaki ayak izlerini öğrenebilirsiniz.

"Dünyanın ortalama su ayak izi 1,24 milyon litre iken ,Türkiye 1.61 milyon litrelik ayak izi ile dünya ortalamasının üstündeymiş "Acı ama bu da bizim gerçeğimiz :(

25 Mayıs 2009 Pazartesi

TENCERE,GÜĞÜM,GİTAR,FİSKOS MASA VE TABİİ Kİ FOLYO



Kursumuz sona erdi sergiye gidecek ürünler paketlendi. Hocamız hazırlıklara başlamıştır herhalde kolay gelsin.Şimdi sergiye katılacak ürünlerden bazılarını çektim onları paylaşayım sizlerle;
Şimdiye kadar hayatınızda bu kadar güzel bir güğüm,bir tencere,bir gitar ve bir fiskos masası gördünüz mü bilmiyorum.Ama ben görmedim.Sevgili BEDRİYE çok eskilerden kalma olan bu güğümü ve tencereyi folyolarla bir süslediki sormayın gitsin.RABİA HOCAmızla birlikte orası burası derken gelmiş geçmiş en süslü güğüm ve tencere ortaya çıktı.BEDRİYE'nin ellerine sağlık. :)




Bu gitarda NİHAL ablamızın oğlunun gitarıydı ama çalınamayacak haldeydi.NİHAL ablada gitarı sprey boya ile boyayıp üstünede folyodan ejderha yaptı ve yapıştırdı.ÇOk güzeeeeeel oldu.Ellerine sağlık NİHAL abla :)





Eveeet gelelim fiskosumuza fikosumuzda SEBAHAT TEYZEmizin o maharetli ellerinden çıktı oya gibi işledi onu.İnanılmaz güzel oldu.SEBAHAT Teyze ellerine sağlık.İyi günlerde kullan inşallah :)
Feshanedeki sergide yakından görme şansına sahip olursunuz umarım.RABİA HOCAMIZA sonsuz teşekkürler




21 Mayıs 2009 Perşembe

FARKETMELİ

CAN YÜCEL' in bu şiirini halam yollamış nasılda güzel .Halacım çok sağol seni seviyorum.

Farkında olmalı insan...
Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı farketmeli, farkettiğini de farkettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını farketmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını
Ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını farketmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu farketmeli.
Henüz bebekken 'Dünya Benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
Ölürken de aynı avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!'
dercesine apaçık kaldığını farketmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını farketmeli.
Baskın yeteneğini farketmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini,
Nasıl yaşarsa öyle öleceğini farketmeli insan.
Ve ölmeden evvel ölebilmeli.
Hayvanların yolda kaldırımda çöplükte,
Ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini farketmeli.
Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) OlduğunuFarketmeli.
Ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni,
Dikenin hemen yanıbaşındaki gülü fark etmeli.
Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde
çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını farketmeli.
Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü farketmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini,
Ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu farketmeli.
Zenginliğin ve bereketin,
sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini farketmeli.

FARKETMELİ.
Ömür dediğin üç gündür,dün geldi geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür,
O da bugündür.

CAN YÜCEL(Allah rahmet eylesin)

.

19 Mayıs 2009 Salı

PİKNİKTEN İKİ TARİF ÇIKTI

Geçenlerde Rabia Hocamızın sayesinde hep beraber Florya Atatürk Ormanı' na pikniğe gittik.İyi de oldu değişiklik oldu.Çocuklar çok eğlendi.Oğlum sabah kalkınca anne bi daha pikniğe gidelim mi diye bir soru yöneltti.Tamam bakarız dedim.:)Hocamıza teşekkür ederiz.Ve herkesin özelliklede benim için dolma saran Bedriye Hanımın ellerine sağlık :)Dolmalar harikaydı.(İşte böyle hem duvar sil hem dolma sar :) kolay değil)
Bu arada yapılmış çok güzel yiyecekler vardı.Ancak iki tanesinin fotoğrafını çekebildim.Piknik yerinde foto ancak bu kadar olabiliyor.Arka fon için kusura bakmayın.
İlk önce çocuklar kadar büyüklerinde favorisi olan ve sevgili TUĞBA'nın yapmış olduğu kozalağın tarifini alabildiğim kadarıyla yazayım.
KOZALAĞIN MALZEMELERİ
5 tane metro çikolata
1kaşık katı yağ
1 paket kakaolu pirinç patlağı
üzeri için pudra şekeri
TARİFİ
Metro çikolataları benmari usulü (çikolatalar bir kabın içine konur ve o kapta su dolu başka bir kabın içine oturtulur ve ocağa konulur so kaynadıkça çikolatalar erir.)eritilir.Eriyen çikolatalara hiç bekletmeden pirinç patlağı ve erimiş yağ eklenir .Bu işlem için hızlı olmak gerekiyor yoksa çikolata hemen donar.
İyice karıştırdıktan sonra limon sıkacağının iç tarafına bu karışımdan kaşık yardımıyla doldurup bir tabağa ters çevirip koyuyoruz.Malzeme bitesiye kadar aynı işlemi yapıp soğuması için dolaba koyuyoruz.Üstüne pudra şekeri serpiyoruz hindistan cevizide güzel durur.Ve bizlerin yaptığı gibi afiyetle yiyoruz.Tuğbacım tekrar ellerine sağlık.Varsa eksik bir anlatım sen yaz ben düzelteyim.:)

Sıra geldi SİNEM'in ıslak kekine.O da çok güzeldi :)
ISLAK KEKİN MALZEMELERİ
1 paket erimiş yağ
2 su bardağı un
2 su bardağı şeker
4 yumurta
1su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
Kakao
YAPILIŞI
Un ve kabartma tozu hariç bütün malzemeleri çırp.Bu karışımdan bir bardak ayır.Kalan karışıma unu ve kabartma tozunu ekle karıştır.Yazmamış ama 170 derece galiba ben kekleri o ısıda pişiriyorum çünkü.Piştikten sonra keki kesip ayırdığımız karışımı üstüne gezdirerek döküyoruz.Afiyet olsun.Sinemcim ellerine sağlık çok güzeldi yalnız ne kadar kakao koyacağımızı yazmayı unutmuşsun eksiklerimizi tamamlayalım lütfen :)

Tarifler ve fotolar için tekrar çok teşekkür ederim arkadaşlar.

FOLYOLU İSTİRİDYE KUTU


Bu istiridye kutuyu sevgili arkadaşım,kardeşim AYSUN'a yaptım doğum günü hediyesi olarak.Umarım beğenir.Şimdi yolda Antalya'ya doğru gidiyor.Belki de gitmiştir.
Önce kutuyu beyaza boyadım kuruyunca üstüne inci beyazı ile iki kat boya attım.Mumla hafif bir şekilde islendirdim.Verniledim hazırladığım folyo desenleri yapıştırıp boncuklarınıda yapıştırdıktan sonra bir kat daha vernik sıktım.Hazır olmuş oldu.:)

LALE İÇİNE HALİÇ DESENLİ AYNALARIM



Sonunda laleli aynalarımı tamamlayıp duvarıma asabildim şükürler olsun ki.Bu lale deseninin içinde başka desen vardı ama büyütünce desen kaybolduğundan o deseni koyamadık .Kurs arkadaşım SİNEM "bunun içine haliç deseni çok güzel olur" deyip Rabia Hocamız da olur dedikten sonra haliç desenini içine yerleştirdik.İyi ki de yerleştirmişiz çok güzel de oldu.Sinemcim teşekkür ederim.Bu arada Sinem de başladı yapmaya :) Folyoya çizme, sap alma ,tıklama ,kabartma, indirme ,alçılama ,temizleme, vernikleme, kesme ,boncuk yapıştırma, tahta kestirme, ayna kestirme ,yapıştırma derken aynalar tamamlandı.Duvarımada astım.Çokta güzel oldu .Ellerime sağlık :)

18 Mayıs 2009 Pazartesi

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN


Bütün ümidim gençliktedir.(1919) Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır.Galip olmak, mağlûp olmak. Size Türk gençliğine terk ettiğimiz ve bıraktığımız vicdanî emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız... (18. 03. 1923, Tarsus’da Gençlere Konuşma.)

Gençler ! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk ; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz. (30. 08. 1924, Dumlupınar’da Konuşma.)

Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.(1927) Ey Türk Gençliği ! Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbâlinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir... (1927 , Gençliğe Hitabesi.)

Gençliğin çalışkan, duyarlı ve milliyetçi yetişmesi esas dileklerimizdendir. Gençlik her türlü faaliyetlerinde Cumhuriyet kanunlarına ve Cumhuriyet kuvvetlerinin usül ve kurallarına uymaya da dikkatli olmalıdır.(1933)

...Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere, yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yükselme idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız... (26.03.1937, Ankara’da Tahsilde Bulunan Bursalı Gençlerin Tertib Ettikleri Uludağ Gecesinde Söylenmiştir.)

Gençler! benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler ! Bir gün memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnum ve mesudum.(1937)

14 Mayıs 2009 Perşembe

İSTERSEN GÜLME :)


Bloğumda şimdiye kadar hiç video yayınlamamıştım.Bunu görünce mutlaka yayınlaman lazım nurhan dedim kendime :)
Çoooook tatlılar maşallah Allah bağışlasın :)

ISPANAKLI KEK YAPTIM





Bu ıspanaklı keki ikinci yapışım ve çokta severim.Küçük oğlum kuptakini gördüğü zaman anne sen lezzetli birşey yapmışsıııın dedi.Görüntüsünden bile belli yani ne kadar lezzetli olduğu :)
KEK için
4 yumurta
1.5 su bardağı toz şeker
yarım bardak sıvı yağ
2.5 bardak un
1,5 paket kabartma tozu
bir bardak ıspanak
Ispanakları iyice yıkayıp suda haşladıktan sonra blendırdan geçirip bir kenarda hazır ediyoruz.Yumurtaları ve şekeri mikserle 10 dakika kadar çırptıktan sonra içine ıspanağı ve yağını ekleyip karıştırdım.Daha sonra ununu ve kabartma tozunu ekleyip yağlanmış ve unlanmış tepsiye döküp 180 derecede ısıtılmış fırına koyup pişirdim.
MUHALLEBİ İÇİN
Daha sonra 1 litre süte 2.5 kahve fincanı un 2.5 kahve fincanı şeker ekleyip koyulaşasıya kadar pişirdim.
Kek piştikten sonra keki tam ortadan ikiye böldüm.Benim tepsim çok geniş olduğu için ben tepiside iki parçaya ayırdım.Tepsisi küçük olupta iyice kabartanlar keki uzun bir bıçakla ya da iple tam ortadan ikiye bölüp yapabilirler.Kekin kenerlarını bıçakla kesip çıkarttım parçaları da blendırdan geçirebilirsiniz ben elimde ufaladım.Kekin bir parçasını geniş bir tepsiye koydum ve muhallebiden üstüne döküp düzelttim üstüne ikinci parçasını koydum ve onunda üstüne yine muhallebiden döküp düzelttim.En üstüne de ufaladığım kek parçalarını serpiştirip dolaba koydum.Biraz soğuyunca servis yaptım.
Baktım kekten kestiğim parçalardan da artı muhallebiden de arttı .Ben de kupları alıp kekleri paylaştırdım ve üstünede muhallebiyi paylaştırıp yine tozlarından serpiştirdim.
Ne bereketli bir kekmiş.Hem koskoca pasta çıktı hem de beş tane kup doldurdum.Çoookta lezzetli oldu denemeyenlere ısrarla denmelerini tavsiye ederim.Afiyet olsun :)

YUMURTALI TAZE FASULYE



Bu dönemin ilk fasulyesini aldım.Nasıl da özlemiştim.Acaba zeytinyağlısını mı yapayım yumurtalısını mı yapayım diye düşündüm ve en çok yumurtalısını özlediğimi anladım o yüzden de yumurtalı fasulye yaptım.Çok sevdiğim tadına bayıldığım bir yemektir evde herkeste çok sever.Tarifine gelince.
Fasulyelerin uçlarını kırıp yıkadıktan sonra küçük küçük doğruyorum.Tavaya fasulyeleri koyuyorum üstüne üç tane domates ve üç tane de soğan doğruyorum üstüne biraz sıvı yağ gezdirip başka hiçbir şey koymadan kapağını kapatıp pişmeye bırakıyorum.Kısık ateşte pişmesi tavsiye edilir yoksa benim gibi ah altını kısacaktım ah yandı caaanım güzelim fasulye diye inlemenizi istemem:). İyice piştikten sonra tuzunu ayarlayıp yumurtalarını kırıyorum biraz karıştırıp yumurtaları iyice pişirdikten sonra kapatıyorum.Ben yaptığım tavaya 4 ya da 5 yumurta kırıyorum.Eşim bunu yanında taze soğanla beraber dürüm yapılan yufkaya sarıp yemeyi çok sevdiği için fotoğrafını çekerken yanına soğan koydurttu yufka yoktu onu koyamadım.Ama ama ben direk ekmekle tabaktan yemeyi çok seviyorum.Soğuk halide sıcak halide harika oluyor.Deneyenlere şimdiden afiyet olsun diyorum.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Etkinlik için yaptığım ellerim

Dün "Elim sen de etkinliği"mizin bittiğini ve en güzel ellerden çıkmış bloğumuzun genele açıldığını duyurmuştum.
Bugün de benim yapmış olduğum ellerin tek tek ve en son arkadaşlarımın adreslerine postalamadan önceki toplu görünümünü yayınlıyorum.Benim ellerim de yavaş yavaş gelmeye başlar artık sabırsızlanıyorum doğrusu.Bizim gurubumuzda bulunan sevgili Meral'e,sevgili Selma'ya,sevgili Nur'a,Sevgili Yelda'ya,Sevgili Sevilay'a ve tabii ki Sevgili Sesi'ye(o bütün grupların değişmez elemanıydı) çooook teşekkür ediyorum.
Nasıl olcak ne yapıcam nasıl yapacağım derken ortaya bunlar çıktı.
Başmimarımız Sesi'ye tekrar sonsuz teşekkürler. :)
















6 Mayıs 2009 Çarşamba

Elim sen de etkinliğimiz sona erdiiiiiiii



Elim Sende 1 Nisan 2009- 6 Mayıs.2009

Sevgili Sesinin öncülüğünü yaptığı "Elim sen de etkinliğimiz" sona erdi ve sadece bize ait olan bloğumuz genele açıldı.Yapılan güzellikleri görmek için sizleri bloğumuza davet ediyorum.Tam bir arşiv içinden çıkmak istemeyeceksiniz.Tekrar tekrar Sesiye ve tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.İyi ki varsınız.....

3 Mayıs 2009 Pazar

KELEBEKLER ÖZGÜRDÜR !!!!!








MERHABA


Bahar da geldi kelebekler uçuşmaya başlar artık.Ben de folyodan kelebekler yaptım.Aslında ilk amacım kelebeklerle peçete halkaları yapmaktı hatta yapmaya başladım ama kelebeklere renk katacak boncuklarım yetmediği için bu projem yarım kaldı.Ben de bir kaç kelebek daha yapıp onları yaka iğnesi halinde tasarlayıp yakalara kondurayım dedim.Kelebek şeklinde yaka iğneleri var çok gördüm ama ben folyodan yaptım ve kelebeğin şeklinde de deri kesip üstüne yapıştırdım arkasınada iğnesini silikonladım.Ve kelebeklerim böylece tamamlanmış oldu.Kursta sağolsun arkadaşlarım beğendiler.

Habertürk'tede kelebeklerle ilgili bir yazı görmüştüm kendi kelebeklerimi bloğa eklerken bahsederim diye saklamıştım.O yazıdan biraz bahsetmek istiyorum.

Bitki çeşitliliğinin zenginliği ve iklimin elverişli olması nedeniyle TÜRKİYE'de ki kelebek türlerinin yaklaşık üçte biri HATAY'da yaşıyormuş.Ve her zaman ki gibi bu konuda da yeterli denetim olmadığı için HATAY'daki kelebekleride yabancı kelebek koleksiyoncuları gelip toplayıp ülkelerine götürüyorlarmış.Kentte ender olarak bulunan birçok kelebek türünü İsrail,Makedonya ve birçok Avrupa ülkesinden gelen koleksiyoncular yurt dışına kaçırıyorlarmış.Durum ortada yorum yapmaya gerek duyulmayacak kadar anlaşılır diye düşünüyorum.
Bir şarkı var kelebek denilince hep o aklıma gelir
Sözleri ÇİĞDEM TALU(Allah rahmet eylesin) bestesi BORA AYANOĞLU' nunmuş bu sayede de öğrenmiş oldum.
Ya mevsiminde bir çiçeğin, ya pembesinde,
Bazen de bir söğüt dalının serin gölgesinde,
Yaşa dostum gönlünce, ömrünün keyfini sür,
İnsanlar değilse de, kelebekler özgürdür.
Ya sabahında baharın, ya gecesinde,
Bazen de bir çığ damlasının, yalın gerçeğinde,
Yaşa dostum dünyayı, ömrünün keyfini sür,
İnsanlar değilse de, kelebekler özgürdür.
Ya düşlerinde bir çocuğun, ya sevgisinde,
Bazen de yaşlı bir ozanın, iki dizesinde,
Ara dostum dünyayı, ömrünün keyfini sür,
İnsanlar değilse de, kelebekler özgürdür.
Ara dostum dünyayı, ömrünün keyfini sür
İnsanlar değilse de, kelebekler özgürdür
Sayemizede artık onlarda özgür değil.Bu arada kelebeklerin de dişileri erkeklerden daha uzun yaşıyormuş.
GÖNLÜNÜZDE KELEBEKLERİN UÇUŞMASI DİLEĞİ İLE :)

2 Mayıs 2009 Cumartesi

FOLYO İLE VAHŞİ DOĞA

Bu modeli görünce bayılmıştım bundan mutlaka yapıcam dedim ve sağolsun kendine model arayan Bedriye Hanım'ın (teşekkürler)elinden aldığım gibi .... :)
Eve gelince hemen başladım çizmeye geyikler kaplanlar, tavşanlar,ağaçlar, çiçekler bir dolu şey var üstünde.Neyse uzun bir çalışma sonucunda tamamladım sabahta gidip aynasını kestirdik.Bu arada öğrendim ki aynanın yapıştırıldığı silikon farklı bir silikonmuş.Ayna silikonu diye bir silikon çeşidi varmış.Herhangi bir yapıştırıcıyla yapıştırıldığı zaman ayna 3 ay sonra kararmaya başlıyormuş.
Neyse sonra kursa geldim folyomu aynaya yapıştırdım.Kenarlarına da boncuk yapıştırdım.Çiçeklere yapıştırdığım minik kırmızı boncuklarda Tülay Hanımdan tekrar teşekkür ediyorum.
Sonra eve gelincede eşimle beraber ayna silikonu ile beraber ahşaba yapıştırdık.Ve aynam tamamlanmış oldu.
Çok emeği geçen sevgili Rabia Hocama ve eşime sonsuz teşekkürler....
Fotoğraf makinemle ancak bu kadar çekebildim.Daha kaliteli bir şey lazım ama bunada şükür diyorum tabii ki...