27 Eylül 2010 Pazartesi

KİM NEYE TEŞVİK EDİLİYOR ANLAMADIM ?


Yahu bazı kötü niyetli ,saygısız ,terbiyesiz,ahlaksız kişiler hırsızlık yapıyormuş,  bazıları da insanları dolandırıyormuş.Eee kaşınma niye kaşınıyorsun kaşınırsan seni soyarlar da,dolandırırlar da,sömürürler de.

El emeğiymiş,uğraşıp yapıyormuş,emek veriyormuşta birşeyler ortaya çıkarıyormuş niye çıkarıyorsun çıkarma kır dizini otur akşama kadar bir sürü kadın programı var mis gibi herbiri çok güzel şeyler öğretiyor ,insana yeni ve yeri doldurulmaz değerler katıyor otur izle.Ama yok sen illa tuturuyorsun kendim onu yapıcam bunu yapıcam yazıcam diye yap yaz da gör gününü .

Öylee kendim bir şeyler yapacağım , üreteceğim ,el emeğimden para kazanacağım diye tuttursan devlette sana vergisini koyar.Seni sömüren soyanlarada heeeç bişey demez.Bu bir değil iki değil kaç oldu canım Allah Allah ayıp yahu
Şimdi kim neye teşvik ediliyor anlamadım ben !!!
Bir hırsızlık 
Bir dolandırıcılık

Kınıyorum sizleri

25 Eylül 2010 Cumartesi

DEĞER VERMEK VE VERİLMEK

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim
Olur ya...
Kalp durur...
Akıl unutur...
Ben dostlarımı ruhumla severim
O ne durur ne de unutur .
                                       MEVLANA


Öğretmen, lise son sınıf öğrencilerinin her birine, kendisinin ve başkalarının hayatında yarattıkları farkı onlara söyleyerek ne kadar değerli olduklarını ifade etmeye karar verdi. Her öğrenciyi birer birer sınıfın önüne çağırdı. Önce onlara kendisi ve sınıf için nasıl fark yarattıklarını söyledi. Her öğrenciyi özel olarak takdir etti. Sonra her birinin göğsüne altın harflerle yazılı ‘Ben Fark Yaratan Bir İnsanım’ yazılı mavi bir kurdele taktı. 

Sonra, takdir edilmenin toplumda nasıl bir etki yaratacağını görmek için bir ders projesi gerçekleştirmeye karar verdi. Her öğrenciye üç kurdele daha verdi. Kendi çevrelerinde bu takdir seremonisini yapmalarını söyledi. Bir haftanın sonunda öğrenciler sonuçlarıyla birlikte sınıfta sunum yapacaklardı. Sınıftaki çocuklardan biri bir şirkette alt derecede yönetici olarak çalışan bir adama gitti. Ona kendisine kariyer planlamasında yardımcı olduğu için şükran duyduğunu söyledi ve göğsüne mavi kurdele taktı. Sonra ona iki kurdele daha verdi. ‘Takdir etmekle ilgili bir sınıf projemiz var’ dedi. Onun da takdir ettiği bir kişiye gidip göğsüne mavi bir kurdele takmasını ve üçüncü kurdeleyi ona verip onun da aynı şeyi bir başkasına yapmasını söyledi. Takdir seremonisi böylece sürüp gitmeliydi. 

Genç yöneticiden kendisini de sonuçtan haberdar etmesini rica etti. Aynı gün akşama doğru, genç yönetici, üst düzey yöneticisinin odasınagitti. Üst düzey yönetici asık suratlı ve huysuz bir insan olarak tanınıyordu. Genç adam, yöneticisine oturmasını rica etti ve yaratıcı bir dehaya sahip olduğu için ona hayranlık duyduğunu ifade etti. Yönetici şaşkınlık içindeydi. Genç yönetici mavi kurdeleyi göğsüne takmak için izin istedi. Şaşkın vaziyetteki üst düzey yönetici ‘Tabii, olur’ dedi. Genç yönetici mavi kurdeleyi, patronunun ceketine, yüreğinin üzerinde bir yere taktı. Üçüncü kurdeleyi de ona uzatarak, ‘Bana bir iyilik yapar mısınız? Bu ekstra kurdeleyi alıp, takdir etmek istediğiniz birinin göğsüne takar mısınız? Bu kurdeleleri bana veren liseli çocuk bir okul projesi hazırlıyor ve takdir seremonisinin insanları nasıl etkilediğini araştırıyor’ dedi. 

O akşam, üst düzey yönetici evine geldi ve on dört yaşındaki oğluna kendisiyle konuşmak istediğini söyledi. ‘Bugün başıma olağanüstü bir şey geldi. Ofisimde oturuyordum ve genç yöneticilerimden biri odama girdi. Bana hayranlık duyduğunu yaratıcı bir deha olduğum için bana mavi bir kurdele taktı. Düşünebiliyor musun? Benim yaratıcı bir deha olduğumu düşünüyor. Sonra üzerinde ‘Ben Fark Yaratan Bir İnsanım’ yazan bu kurdeleyi ceketime, yüreğimin tam üzerine iliştirdi. Bana fazladan bir kurdele daha verdi ve benim de takdir ettiğim birisini bulmamı söyledi. Eve gelirken arabada kurdeleyi kime takacağımı düşünüyordum ve seni düşündüm. Seni takdir etmek istiyorum’ dedi. ‘İş hayatında günlerim çok yorucu geçiyor. Eve geldiğimde sana pek fazla ilgi gösteremiyorum. Bazen sana okul notların iyi olmadığı ya da odan çok dağınık olduğu için bağırıyorum, ama bu akşam, seninle beraber olmak istiyorum ve sana hayatımda nasıl fark yarattığını söylemek istiyorum. Annen ve sen hayatımdaki en önemli insanlarsınız. Sen harika bir evlatsın ve seni seviyorum!’

Çocuk şaşkınlık içindeydi ve ağlamaya başladı, ağlıyor ağlıyor ağlıyordu. Ağlamasını durduramayarak hıçkırıklara boğulmuş, katıla katıla ağlıyordu..Tüm bedeni hıçkırıklarla sarsılıyordu. Gözyaşları kucağına damlarken, başını babasına doğru kaldırdı, titrek bir sesle, ‘Ben de yarın intihar etmeyi planlıyordum baba. Çünkü beni sevmediğini düşünüyordum.’ Babanın takdiri, çocuğun hayatında büyük fark yaratmıştı. Yaşamla ölüm arasında bir fark.
Netten alıntıdır


Hayatınızda kimler fark yaratıyor ve bu fark yaratanlar bunu biliyor mu?  Ya da siz kimlerin hayatında fark yaratıyorsunuz ve bunu biliyor musunuz?Bilmek gerçekten güzel olurdu diye düşünüyorum.Hem hissederek hem de dillendirerek.


SEVGİLER
 



20 Eylül 2010 Pazartesi

KÜÇÜK ARI VE GELEN TEK YORUMA CEVAP

Küçük Arı en son okuduğum kitabın adı.Okuyanlarınız vardır belki.
''Romanın bütün başarısı bana yardımcı olanlara,hataları ise bana aittir'' diyecek kadar alçak gönüllü bir yazara ait Küçük Arı.


Kitapta etnik köken ve petrolle ilgili çatışmalar içinde kalmış Nijeryalı bir kızın kendi topraklarında,mülteci kampında ve İngiltere'de yaşadığı olaylar anlatılıyor.



Burada oluşturulan olaylar İngiltere'deki mülteci gözetim kamplarında yaşayanlardan toplanan bilgilere dayandırılarak yazılmış.



Geçen gün yazdığım yazı da ''Parmağınızı hiç tanımadığınız birisi için keseriydiniz'' bu kitapta okuduğum çok etkilendiğim olayın tam tepe noktası.Seçimini yazan olmamış belki de sorumu dikkate almadınız belki de böyle bir seçimde bulunmak korkuttu
.


Tek yorum bırakılmış o arkadaşın da yorumu şöyle
;

onlineups diyor ki;
Holywood sizin için biçilmiş kaftan diyorum bu yazıyı okuyunca....Veya Quentin Tarantino'ya yollayın bunu ancak o bu kadar saçma konuları film yapıyor.Bu da o psikoloji saçmalıklarından biri sanırım.Bi kere o kötü adamlar 2 kızı rehin almışsa bi parmakla kalmazlar bence.Sen ve eşinizde tehlikede parmaktan fazlası gider sölim .

demiş arkadaş sağolsun beni yorumsuz bırakmamış teşekkürler kendisine.Ben de onu cevapsız bırakayayım dedim.

Onlineups'ye

Vallahi bu konu bana ait değil .

Uluslararası bestseller olmuş olayları bizzat yaşayan kişilerle konuştuktan sonra kaleme almış, hala pek çok ülkede halen petrol savaşları yüzünden pek çok insanın mülteci kamplarında olduklarını topraklarından sürüldüklerini kısacası bu tür savaşların devam ettiğini yazan Chris Cleave yazmış.

Artık kendisi Holywood'a mı yoksa Quentin Tarantino'ya

mı verir film yapın diye bilemiyorum.Belki cesur bir yönetmen çıkar ve bu konu ile ilgili daha çarpıcı bir film yapar belli mi olur?

O psikoloji saçmalıklarından biri sanırım demişsin hayat bu belli mi olur insana ne yaşatacak nasıl bir seçim yapmak zorunda bırakacak ve bu seçiminin sonunda nasıl saçma bir psikolojiye sokacak di mi ama
...

SEVGİLER

18 Eylül 2010 Cumartesi

PARMAĞINIZI HİÇ TANIMADIĞINIZ BİRİNİN HAYATI İÇİN KESER MİSİNİZ?



Hepimiz gerçekten sevdiklerimiz için herşeyimizi vermeye hazırızdır.Özellikler de çocuklarımız için.Peki hiç tanımadığınız ilk defa gördüğünüz birisinin hayatı için parmağınızı veririydiniz?


Eşinizle bir tatile gittiğinizi düşünün şu anda bunun öncesinin bir önemi yok yani neden gittiğinizin nereye gittiğinizin,gitmeden önceki durumunuzun şu anda bir önemi yok.




Tatilde deniz kenarında dolaşırken kötü adamlarla karşılaşıyorsunuz bu kötü adamlar iki kız kardeşi rehin almışlar ve sizlerden hayatınızda ilk kez görmüş olduğunuz bu insanların hayatlarının karşılığında bir parmağınızı istiyorlar.

Parmaklarınızı keserseniz onların hayatlarını kurtaracaksınız.Eşinizden birisi için sizden de diğeri için bir parmağınızı istiyorlar. Eşiniz ne cevap verirdi? Siz ne cevap verirdiniz?Parmağınızı kesip hayatlarını kurtarırıydınız yoksa başka şeyler düşünüp korkup vaz mı geçerdiniz? Kabul etmeseniz ya da kabul etseniz bundan sonraki hayatınız nasıl olurdu?

Bu karar bundan sonraki yaşam kalitenizi nasıl etkilerdi?


Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Devamı

Sevgiler

15 Eylül 2010 Çarşamba

BİLGİ YARIŞMALARI

Bilgi yarışmalarını sever misiniz bilmiyorum ama ben çok seviyorum.Bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu daha iyi anlıyorum.Televizyonda şu sıralar kaç tane bilgi yarışması var bilmiyorum gerçi var mı onu da bilmiyorum ya :)

Ama benim favorim'' Kelime Oyunu''.Bu yarışmayı izlerken çok eğleniyorum.Yarışmanın güzelliği hem soruları sorarken yapılan kelime oyunlarında hem bildiğin şeye başka bir açıdan baktırmasında hem de sunucusunda.Sunucusunda iş yoksa yarışma ne kadar iyi olursa olsun bence işi zor.Ama İhsan Varol sadece bir sunucu olarak değil soruları hazırlama kısmında olduğu için de olaya çok hakim yarışmacılarla olan diyaloğuda çok iyi.

Evde çocuklar bile alıştı kanalları gezerken eski bölümlerinin tekrarına bile rastlasalar hemen durup izleme ve bana haber verme moduna geçiyorlar.Küçük oğlum İhsan beyin neden ayakta durduğuna neden onun da diğerleri gibi oturmadığına takmış durumda.Bi yere otursa çocuk rahat edecek :)Yorulduğunumu düşünüyor artık bilmem
.

Eğer kelime oyununu keşfetmeyen varsa mutlaka tavsiye ederim.Tabii ki yeni yayın döneminde nerede olacak kaçta olacak bilemiyorum.Şu sıralar evde televizyonda olmadığı için uzak kaldım biraz.


Bir de internet üzeride yarışmaktan hoşlandığım siteler var.İkisini dün keşfettim.

İlki ve en eskisi
'' birmilyon''


Bir diğeri ''biliyormusun'' her kategoride 5 kez yarışma hakkı veriyor.Ve her sorunun arasında çok güzel sözlere yer veriyor.


Bu sözde kaydettiklerim arasıda yerini aldı.

''Ne kadar okursan oku,bilgine yakışır bir şekilde davramazsan cahilsin demektir.''

Ve bu Afrika atasözü de öyle

''Bir adam yetiştirirsen bir kişi yetiştirmiş olursun, bir kadın yetiştirirsen bir aile yetiştirmiş olursun.''
Son olarak ''bilgipara''


Bir ara mynet'in yarışmasına da takıldım ama pek çok olumsuzluk yaşadığım için gözümden düştü artık uğramıyorum.

Bilmediğim keşfetmediğim daha nice yarışmalar vardır mutlaka, şimdilik bunlar görüş alanımda olanlar .Herkese keyifli günler.


SEVGİLER

13 Eylül 2010 Pazartesi

AYNI ŞEYİ GÖREMEMEK


Söylenmiş güzel sözler ve şiirler varken başka söze ne hacet

HAYAT...
Gidene kal demeyeceksin. ..
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yaraşır.
Kimseye hak etmediğinden fazla değer verme,yoksa... değersiz hep sen olursun...

Düşün...
Kim üzebilir seni, senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu, sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır, sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter...Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
tükettirme içindeki yaşam sevgisini...
Ya çare sizsiniz,ya da çaresizsiniz.
Öyle bir hayat yaşadım ki
cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki
tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
kendimi bir sahnede buldum, Oynadım.
Öyle bir rol vermişlerdi ki
okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazan evimde,
hem kızdım hem güldüm halime.
Sonra dedim ki söz ver kendine;
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
Sevilmek istiyorsani önce sevmeyi bileceksin,Uçmayı biliyorsan, düşmeyi de bileceksin,
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredeceksin.
Öyle hayat yaşadım ki son yolculukları erken tanıdım.
Öyle değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan.

"Allah , iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır"
"Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Allah'ı kullanırlar. "
Giordano Bruno

Nerden Bulursa Bulsun

ABD Başkanı, İngiltere Başbakanı ve Türkiye Başbakanı bir gün bir toplantıda bir araya gelmişler.

Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce ABD başkanına sormuşlar:

- ABD´de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz?

Başkan cevap vermiş:

- Valla ben memura en az 2000 dolar veririm. 1000 doları ile geçinirler. Geri kalan 1000 doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam.

Gazeteciler aynı soruyu İngiltere başbakanına da sormuşlar. O da cevap vermiş:

- Ben, memuruma ortalama 3000 sterlin veririm. Geçinmesi için 2000 sterlin yeterli. Artan 1000 sterlini ne yapar, nerede harcarlar, sormam, beni hiç ilgilendirmez.

Her ikisinden bu cevapları alan gazeteciler, aynı soruyu bizim başbakana da sormuşlar.

- Valla, demiş bizimki, Türkiye´de bir memurun geçinebilmesi için en az 1 milyar lira lazım. Ama ben taş çatlasın 400 milyon lira veriyorum. Geri kalan 600 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler hiç sormam.

SEVGİLER