22 Ağustos 2011 Pazartesi

SİZ SİZ OLUN

Merhaba,
Bugün SİZ SİZ OLUN yazısı yazmak istedim.Aklımızın bir köşesinde dursun.
Siz siz olun üstünden 2-3 yıl geçmeden (bilemiyorum belki de daha fazladır) asla asla,ödediğiniz faturaların(elektrik,su,doğalgaz,telefon ya da ne bileyim aklınıza gelen gelmeyen)hiçbir  makbuzunu atmayın.
  Yoksa bilmem kaç yıl sonra karşınıza bunları ödememişsiniz icraya verildiniz gibi bir durumla karşılaşabilirsiniz.
Eğer makbuzunuz duruyorsa şanslısınız ama yine de itiraz etmek için o borcu ödemenizi daha sonra da makbuzu getirip itirazınızı yapmanızı isterler.Şayeeet makbuzunuz durmuyorsa bizim ki gibi  işte o zaman yandınız.Ne deseniz boşa gider.
O yüzden iş işten geçmeden kendinize bir iyilik yapın ve bütün makbuzlarınızı, faturalarınızı saklayın. 
Bu siz siz olun da akrabalardan
Siz siz olun eğer evinizi kiraya veriyorsanız bütün elektrik,su,telefon,doğalgaz sözleşmelerini kiralayan kişinin adına geçirmeyi unutmayın.İnsanların iyi niyetini suistimal edebilen o kadar çok kişi var ki sonradan ahlanıp vahlanmamak için tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.
İyi niyetli insanlar herkesi kendisi gibi iyi niyetli zannediyor.Güven duymak suç olmuş cezasınıda maddi manevi çektiriyorlar.Hiç bir şeyin önemi yok paradan başka birçok insan için.Çok üzücü :(
Sevgiler


  

19 Ağustos 2011 Cuma


Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı
Şehitler ölür

Altı yaşındaydım.

İhtiyar bi komşumuz vardı.

90 küsur...
Vade doldu.
Vefat etti.
Dün gibi hatırlıyorum...
İlk kez tanışmıştım ölümle.
Yas ilan edilmişti mahallede.
Televizyon açmak yasak.
Radyo kısılacak.
Teybe hiç dokunma...
“Duyulur, ayıp olur” deniyordu.
Yüksek sesle bile konuşulmuyordu.
Herkes fısır fısır.
Sokağa çık ama...
Sakın top oynama.
Anneler toplanırdı, komşu evinde.
Babalar toplanırdı, kapı önünde.
Ve, cami...
“İnsan”a yakışır bir vakar.
Sessizlik, usul usul gözyaşı, başsağlığı dilekleri, dostlar sağ olsun temennileri, sonra hep birliktemahalleye dönüş...
Hüzün korteji.
*
Yatağında, eceliyle son  nefesini veren 90 küsur yaşındaki komşularımızı
bile böyle uğurlardık...
Hatırlarsınız.
*
E bakıyoruz bugün...
Tivilerde şarkılar, türküler.
Radyolar şen şakrak.
Kim kimi düdükledi, tam gaz.
Maçlara devam.
Hâlâ, parite marite filan.
*
Bıyıkları terlememiş fidanlar onar onar düşüyormuş, hikâye.
Sen bak borsa düşmesin.
*
Şehitlerin cenazeleri henüz toprağa verilmedi, Ankara’da Somali için yağmur duası yapıyorlar iyimi... Sinem Kobal’ı törenle Madrid’e uğurlamıştık, Nihat Doğan, Ajda, Sertab Erener ve MuazzezErsoy’u da Başbakanımızla beraber Mogadişu’ya uğurluyoruz hayırlısıyla.
*
(Balık Ayhan’ı Kaddafi’ye, Ciguli’yi Barzani’ye, Kiboş’u da Beşar Esad’a gönderdik miydi, tamamdırbu iş.)
*
Ne diyelim... Allah içinize sindirsin kardeşim.
*
Bayrama kadar iki pusu daha yersek, yılbaşı şenliklerini bile öne çekeriz tahminim.

                                                    Yılmaz Özdil

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Özden Abi'nin Minyatürleri ve Mutlu Olalım Projesine Desteği

Daha önceki yazımda Mutlu Olalım Projesine destek olmak için kampanya başlatan arkadaşımızın yazısına link vermiştim.
İşte bu güzel projeye farklı bir şekilde  destek veren 
ve harika minyatürler yapan bir abimiz var, Özden Abi. 
Özden Abi  kendi yaptığı harika  iki minyatürünü açık arttırma ile satıyor.Ve kaça satılırsa o kadar da kendisi üstüne ekleyip harika çocuklara yollayacak.Sizler de hem çocuklara destek vermek hem de Özden Abi'nin harika minyatürlerinden birine sahip olmak isterseniz sizi ayrıntıları öğrenmek için  Özden Abi'nin sitesine uğurlayayım.İşleriniz rastgitsin.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Sünnet İçin Yaptığım Magnetler

Merhaba 
   Epey uzak kaldım buralardan ne yazı yazabildim ne kimseye uğrayıp bakabildim ne de yorum bırakabildim.
   Çocukları sünnet yaptıracağım demiştim ya işte o işi hallettik.Nasıl olacak nasıl edilecek derken bitti bile.
   Biz sünnet yaptıracağız ya tanıdık hangi hastaneye gittiysek  cerrahlar tatille çıkmışlar.En sonunda diş hekimimiz Ufuk Bey'e danıştık sağ olsun her zaman ki gibi yardımını esirgemedi.
   Bizi Güngören'de ki İlgi Hastanesine yönlendirdi.Ve orada yaptırdık.Bize süre uzun gelse de şip şak hallediverdiler.Bana o an saniyeler saat gibi geldiğinden :)
   Büyük iyileşti de küçük yerin de duramadığı için kurtlu :) daha yeni yeni iyileşmeye başladı.Daha ilk günden ben bu kadar yatamam canım sıkılır diyen çabuk iyileşir mi?Nerdeeee 
Abisinin pisine bakıp çok kesmişler deyip hüngür hüngür ağladı bir kaç kere kesilen miktarı gördüğü halde ona çok geldi demek ki :)
   Bir hafta sonrada hep gittiğimiz çay bahçesinde sünnet yemeği yaptık.Ramazana bir gün kala olduğu için ve yollarda uzak olduğundan dolayı gelemeyenler gelenlerden çoktu ama olsun gönüller bir olsun .Sevdiğimiz hep birlikte olduğumuz dostlarımız yanımızdaydı.Anne, baba, kardeş, hala ,amca, abla, yeğen, kuzen,yenge , komşu eş dost filan ufak çaplı bir yemek yedik.Sağ olsunlar bizi yalnız bırakmadılar.Hepsine sonsuz  teşekkürler.Evde de mevlüt okuttuk Allah kabul etsin.
   Sünnette gelen misafirlere hatıra kalması açısından sünnet şekeri düşündüm ama benim ki farklı olmalıydı ne yapsam ne etsem diye düşündüğüm zamanlarda hamur kabartma kutumu bitirmiştim.
   Dedim ki çok fazla yapamam ama her aileye bir tane gelecek şekilde hamur kabartma buzdolabı magneti yapayım .Ve işe koyuldum.Ama hem sıcak hem çocuklar 15 tanesi filanda sünnet olduktan sonraya kalınca biraz sıkıştım ama halacığım sağ olsun bir gün bana yarım etti 10 tane filan onunla yaptık.
   Sevdiğim beğendiğim dekupajları kaydediyoruz biliyorsunuz ki hemen onlardan eleme yaptım yapabileceklerimi beğendiklerimi yazıcıdan çıkardım.Sonra fotokopi çektirdim.Çerçeveciye gittiğim zaman kitap ayıracı yapayım diye alığım paspartuları(neye niyet neye kısmet demişler),hamuru,kretuvar bıçağımı,dekupaj tutkalımı alıp oturdum başına ilk başlarda çok zevkliydi ama zaman daralıp  yetiştirmeye çalıştıkça biraz zorlandım ama yine de çok eğlendim.
   Sonra, ben dışarı çıkamadığımdan halam  İstoç'tan beyaz keseler aldı yanına da mavi boncuklar biraz da badem şekeri malzemeler tamam.
   Paspartudan yapacağım desene göre kesip hamurla kabartıp paspartunun üstüne yapıştırdım.En az üç dört kerede vernik attım.hepsi bitince yapışkanlı kağıda yazıcıdan ''Teşekkür ederiz
 Mert Meral ve M.Ogün Meral 2011 '' yazılı kağıt çıkarttım.Onları kesip arkalarına yapıştırdım
   .Taaa ne zamandır sakladığım sucunun magnetlerini aldım yuvarlak yuvarlak kesip arkalarına yapıştırdım.Hepsini keselere koydum.Keselere de mavi boncukları iliştirdim.İçine de küçük poşetlere koyduğum badem şekerlerini atıp ağızlarını bağladık.Yemekte güzel bir Şile örtüsü ile süslenmiş sepete koyduk ama onu çekemedim.Ve konuklarımıza ikram ettik.Köyden gelemeyenlere yolladık.Ve bitti.
İşte aşağıda da çekebildiklerimin fotoları var bakalım beğenecek misiniz?











































Darısı olmayanların başına diyorum.
Herkese iyi ramazanlar diliyorum.
SEVGİLER